Öleceğini hissetsen ne düşünürsün?

Yazı yazmayı daha fazla özleyemezdim herhalde. Çok özledim ama o kadar "bırakmış" bir haldeydim ki -zaten internetim de yoktu-. Ama sonuçta kağıda da yazabilirdim, üşendim. İki ya da üç hafta kadar bir süre uyumaya ve uyanmaya bile üşendim.En yakınlarım, en sevdiklerim hakkında dengesiz duygular yaşadım, nasıl davranacağımı bilemediğim zamanlar oldu. Kafam çok karışıktı. Herkesi herkesin gözünden görünce, herkese kendim olarak davranamadım, gözünden gördüğüm insanların da davranışları tepkileri bana eklendi. Bunun karmaşasını yaşadım.

Kola içmeye başladım, bir yandan da bitki çayı manyağı oldum. Bu dönemde beklenmeyen bir harekette de bulundum.Spora başladım. Zaten spor da kısır döngü oldu. Kilo alıyorum-spora gidiyorum-kilo veriyorum-spora bir şekilde bir nedenden ara veriyorum-kilo alıyorum-tekrar spor.Saçımı kestirdim, daha radikal bir boyda kestirecektim, abartmam söylendi, abartmadım.Sevgilim dün bütün gün bana artık kendime gelmem konusunda haklı serzenişlerde bulundu, tüm gün telefonda bana psikoterapi yaptı. Zaten o benden de acayip. Ya da beni gerçekten çok seviyor.

Dün gece bir şey oldu. Anlatamam, çünkü aslında çok salak. Ama sonuçta ölüyorum zannettim. Her tarafım uyuştu, gözlerim kapandı, başım döndü. Anneme söylemedim, üzülmesini istemem. Saatlerce sürdü, müdahale edememenin acısı çok kötü. Kontrol edememek. Hayatımda belki de ilk defa daha yaşayacağım çok şey olduğunu hissettim. Sevdiğim insanları düşündüm, onları hem bensiz bırakmak istemedim hem de onlarla paylaşacağım çok şey var. Daha ne anılar biriktirmeliyim, daha dolu dolu yaşamalıyım ve daha iyi bir insan olmaya çalışarak. En azından kendime insanlara ne olursa olsun sevgiyle yaklaşma sözü verdim bir de kendime daha iyi bakma sözü.

Hayatımın değerini anladım dün. Gerçekten ölüyorum sandım. Sabah iyi bir şekilde uyanınca çok mutlu oldum. Sersem gibiydim ama çok mutluydum. Hatta annemle kahvaltımız için ağzıma bir lokma yemek atmadan ekmek ve reçel almaya gittim. O kadar güzeldi ki. Annemle yine kahvaltı yaptım, göremesem de sevgilimle yine telefonda konuştum. Caddede tur attım, soğuk havayı içime çektim, yüzüme yine bir yağmur damlası düştü. Kedilerim üzerime yattı yine, onları sevdim. Kilo vermek derdim oldu. Yaşamak çok farklı bir şey. Nefes almak bir de. Kaç kere nefes aldığının farkına varır insan kendisi ekstra bir çaba ya da dikkat sarf etmeden nefes almak. Otomatik olarak. Nefes almak ve kalbimizin atması için çaba sarf etmemiz gerekseydi ne halde olurduk.

Çok kafa yorduğum bir başka konu da fiziksel acı mı daha kötü yoksa psikolojik acı mı? Hangisini yaşasam onun daha kötü olduğunu düşünüyorum. Bazen psikolojik acı daha kötü diyorum ama uyuyunca geçiyor. Ağrı kesicinin etki etmediği fiziksel acı da bok gibi.