Kayıtlar
2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
24
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İyi ki doğdum, gördün mü bak 24 oldummm :)) Değiştiremeyeceğim şeyler için çabalamaktan vazgeçmeyi, daha dengeli, sağlıklı ve huzurlu bir yıl geçirmeyi diledim. Burak bana doğumgünümde gülümsememi hediye etti :) Çok güzeldi. Yemeğe gitmeden önce İstiklal'de dolandık, pasajları gezdik. Çok keyifli ve eğlenceli bir akşam geçirdim, hem de o gün de annemle ilgili sorunlar derya olmuş iken. Beni üzen olaylara karşı da artık eskisi gibi anlayışlı ve pasif duramıyorum. Kotamı çok doldurduysam demek değer verdiklerimle. Benim için anlamı olmayanlara hak ettiklerinde sıçmaktan kendimi alıkoymuyorum. Bundan da memnunum. İçim rahatlıyor, üzerimden yük kalkıyor. Resmen ohh diyorum :) Sadece benim üzüldüğüm zamanlar geçti. Benim üzülüp de benden nefret edenler için bile sustuğum zamanlar hooop bitti. Kaldırabilene. Bana beddua edenlerin ise beddualarının kendilerine dönmesini bile istemem. Ettikleri anda havada kaybolup gitsin. Herkes huzurlu olsun. Nice mutlu, huzurlu, sağlıklı, dengeli senel...
Laflar, true storyler filan.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Şu dinlenerek . Tıklayalım canım. , Mantıkla verilen kararlar, yine de kuşkular, üzüntüler filan. Hayatı geldiği gibi kabul etmekte huzur. Herkes mutlu olmak istiyor, bunun için boşa koşuyor. Mutluluk genel bir kavram ve bu dünyada yok, çünkü mutluluk süreklilik gerektirir. Oysa hayat küçük sevinçlerle çekilir hale gelebiliyor. Aşk gibi. Aşkın yıllarca sürmemesi, anlarda saklı olması gibi. Başına gelen, verdiğin karar, sana yapılan/maruz kaldığın, değiştiremediğin, düzeltemediğin ne varsa senin için, insanlar için. Üzgünlük, kızgınlık, hayal kırıklığı, kırgınlık, huzursuzluk kaos da. Huzur, sevinç, minnet, memnuniyet, rahatlık da. Bütün bu duygular ve çok daha fazlası, hatta kelimeyle ifade edilemeyenleri yaşanıyor, yaşanacak tabi. Ama ancak ik...
Hmmm
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Blog tasarımıyla benim kadar oynayan, ona rağmen hala beğenmeyen var mıdır acaba? Kendime arka plan ararken, Pinterest hesabımda oldukça tatlış bulduğum bir kaç (baya bir kaç) zımbırtı paylaşayım didim. Çünkü yayın yapasım var ama uzun uzun yazı yazasım yok. Yine de bir özet gerekir tabi. Ben sanırım ayrılma özürlüyüm. Evet, sürekli kendimi suçladığımın ben de farkındayım ama konumuz o değil. Bu durumun nedenlerini daha önceki yazımda anlatmıştım zaten. Tek başıma kalmak mı istemiyorum, yalnızlıktan mı nefret ediyorum bilmiyorum. Bir de ilişkiye ara vermek nedir? Kendi kararımı sorguluyorum şu an şsdlkfsş. Evet, blogda random güldüm. Yasak mı ulan!? Ara neden verilir? Buna neden gereksinim duyulur? Ben böyle kafa karıştırmayı nereden öğrendim? Eğer bitirmek istediğinden emin değilsen mi ara verirsin? Bak yine düğümlere gireceğim. En iyisi bu konuyu bugün başlayacağım terapiye saklayayım. Boşuna o kadar para ödemiş olmayayım, değil mi? Buyur, aşağıdaki panpalardan yak: ...