Huzur Apartmanı
Sonuçta her şey huzur değil mi?
Yapıldığında huzursuz olduğumuz davranışları görmek istememek normal değil mi? Belli hareketler var, hepimizin hayatında. Geçmişten gelen deneyimler de neticesinde, yapıldığında rahatsız olduğumuz. Muhatabımızı yapmaması konusunda uyardığımız, nedenini de anlattığımız, buna rağmen bu uyarıyı yeterince ciddiye almayan ve yapmaya devam eden. Hepimiz sonuçta belli tolerans sınırını geçmedik mi? İlkokulda, ilişki kurmaya yeni başlayan insan miniği değiliz ki hiç birimiz, birbirimize sonsuuuuuz toleransımız olsun. Ya da ermiş değiliz, canımızı sıkan durumları ardımıza hoop diye atabilelim yada canımızın sıkılmasına engel olabilelim.
Diğer yandan da herkes belli çabalar gösteriyor. Hiçbir şey mükemmel değil, bu mükemmel olmayan şeyleri azami iyi seviyeye çıkarma ve orada tutma çabası. Huylu da huyundan vazgeçmiyor. Erkekler diyor ya "Biz çeaok basit yearatıklarız yea!" diye. Bence kendilerini de bizi de kandırıyorlar. Tamam, biz de çok basit değiliz ama hem kadınlar hem erkeklerin, kısaca insanların ortak istedikleri/istemedikleri var.
1- Yapılmasını sevmediğimi bildiğin şeyi yapmayacaksın kardeşim.
2- Yapılmasını sevmediğimi bildiğin şeyi niye sevmediğimi bilmiyorsan, geç karşıma otur anlatayım.
3- Yok biliyorsan ama anlamlandıramıyorsan o senin problemin, benim için bilmen yeterli.
4- Benimle bu konuda tartışmayacaksın. Sevmiyorsam yapmayacaksın.
5- Yapıyorsan ben o ortamda durmam, buna alınmayacaksın.
6- Benim için bu bütün ilişkilerimde geçerli. Beni özellikle irite eden davranışlardan uzak duracaksın. Yok bu benim karakterim diyorsan da o zaman aynen devam, öperim.
Zamanla insanın toleransı gidiyor. Konu huzur olunca, benim neredeyse hiç kalmıyor. Kendimi çoğu zaman 60 yaşında gibi hissettiğimden herhalde. Beni huzursuz edenlerden kaçıyorum. İnsanlardan, davranışlardan.. Belki karşımda bilmiş biri olsaydı "Kaçmaman gerek, çözmen lazım" derdi. Çözemiyorsam kaçıyorum hacı.
Bir de şöyle bir durum var. Ben, yanında gerçekten huzursuz olduğum ve konu benle ilgili olmadığı için de - yıllarca çaresiz çabalar da gösterdikten sonra- annemden bile kaçmış, başka eve taşınmış insanım. Annem olmayan herhangi birinden uzaklaşmayacak değilim.
Herhangi bir başka konuda, gerçekten değer verdiğim tüm tanıdıklarımda, iyi/kötü her zaman -über- destek olan, bundan da mutluluk duyan biri olmama rağmen konu huzura gelince ciddi bir hassasiyetim var. Hayatta halihazırda huzursuzluk kaynağı olan onca etmen varken, bir de kendi seçimimizle hayatımıza aldığımız insanlar neden huzursuzluk kaynağı olsun ki? Olay bu kadar basit.
Sonuçta her şey huzur değil mi?
Yapıldığında huzursuz olduğumuz davranışları görmek istememek normal değil mi? Belli hareketler var, hepimizin hayatında. Geçmişten gelen deneyimler de neticesinde, yapıldığında rahatsız olduğumuz. Muhatabımızı yapmaması konusunda uyardığımız, nedenini de anlattığımız, buna rağmen bu uyarıyı yeterince ciddiye almayan ve yapmaya devam eden. Hepimiz sonuçta belli tolerans sınırını geçmedik mi? İlkokulda, ilişki kurmaya yeni başlayan insan miniği değiliz ki hiç birimiz, birbirimize sonsuuuuuz toleransımız olsun. Ya da ermiş değiliz, canımızı sıkan durumları ardımıza hoop diye atabilelim yada canımızın sıkılmasına engel olabilelim.
Diğer yandan da herkes belli çabalar gösteriyor. Hiçbir şey mükemmel değil, bu mükemmel olmayan şeyleri azami iyi seviyeye çıkarma ve orada tutma çabası. Huylu da huyundan vazgeçmiyor. Erkekler diyor ya "Biz çeaok basit yearatıklarız yea!" diye. Bence kendilerini de bizi de kandırıyorlar. Tamam, biz de çok basit değiliz ama hem kadınlar hem erkeklerin, kısaca insanların ortak istedikleri/istemedikleri var.
1- Yapılmasını sevmediğimi bildiğin şeyi yapmayacaksın kardeşim.
2- Yapılmasını sevmediğimi bildiğin şeyi niye sevmediğimi bilmiyorsan, geç karşıma otur anlatayım.
3- Yok biliyorsan ama anlamlandıramıyorsan o senin problemin, benim için bilmen yeterli.
4- Benimle bu konuda tartışmayacaksın. Sevmiyorsam yapmayacaksın.
5- Yapıyorsan ben o ortamda durmam, buna alınmayacaksın.
6- Benim için bu bütün ilişkilerimde geçerli. Beni özellikle irite eden davranışlardan uzak duracaksın. Yok bu benim karakterim diyorsan da o zaman aynen devam, öperim.
Zamanla insanın toleransı gidiyor. Konu huzur olunca, benim neredeyse hiç kalmıyor. Kendimi çoğu zaman 60 yaşında gibi hissettiğimden herhalde. Beni huzursuz edenlerden kaçıyorum. İnsanlardan, davranışlardan.. Belki karşımda bilmiş biri olsaydı "Kaçmaman gerek, çözmen lazım" derdi. Çözemiyorsam kaçıyorum hacı.
Bir de şöyle bir durum var. Ben, yanında gerçekten huzursuz olduğum ve konu benle ilgili olmadığı için de - yıllarca çaresiz çabalar da gösterdikten sonra- annemden bile kaçmış, başka eve taşınmış insanım. Annem olmayan herhangi birinden uzaklaşmayacak değilim.
Herhangi bir başka konuda, gerçekten değer verdiğim tüm tanıdıklarımda, iyi/kötü her zaman -über- destek olan, bundan da mutluluk duyan biri olmama rağmen konu huzura gelince ciddi bir hassasiyetim var. Hayatta halihazırda huzursuzluk kaynağı olan onca etmen varken, bir de kendi seçimimizle hayatımıza aldığımız insanlar neden huzursuzluk kaynağı olsun ki? Olay bu kadar basit.
Sonuçta her şey huzur değil mi?